Alessandro Manzoni

Alessandro Manzoni, Milliyetçi Risorgimento (Yeniden Yükseliş) hareketi üzerinde etkili olan dünya edebi­yatının başyapıtları arasında sayılan I promessi sposi (1825-27, 3 cilt; Nişanlılar, 1945)’nin yazarı şari ve romancı (d. 7 Mart. 1785, Milano – ö. 22 Mayıs 1873, Milano).

1792’de annesiyle babası ayrıldı. Çocuklu­ğunun büyük bölümü dini okullarda geçti. 1805’te annesinin yanına Paris’e gitti. Orada radikal çevrelere girdi ve Voltaire’in etkisinde şüpheci bir bakış açısını benimse­di. Düşüncelerindeki bağımsızlığı gösteren “Il trionfo della liberta” (Özgürlüğün Zafe­ri) adlı şiirinde ruhban sınıfını hedef aldı.

Sonraki yıllarda geçimini, annesinin sevgili­sinden kalan gelirle sağladı.

1808’de Henriette Blondel adlı Kalvenci bir kadınla evlendi. Karısının Katolik olma­sının etkisiyle yeniden Katolikliği benimse­di. Milano’ya çekilip Brusiglio’daki villasın­da sakin bir yaşam sürmeye başladı. 1812-15 arasında bir dizi dinsel şiir yazdı. Meryem Ana’ya adadığı bir ilahiyle Noel, Kutsal Cuma ve Paskalya yortuları üzerine şiirleri­ni Inni sacri (1815; Kutsal İlahiler) adlı kitapta topladı. Dinsel şiirlerinin en sonun­cusu ve belki de en güzeli olan “La pentecoste” (Pentekost) 1822’de yayım­landı.

İslam ve Osmanlı tarihi uzmanı, Fransız tarihçi ve Türkolog

Manzoni aynı dönemde Osservazioni sulla orale cattolica (1819; Katolik Ahlakı Üzeri­ne Gözlemler) adlı bir inceleme, 1821’deki Piemonte ayaklanmasını anlatan “Marzo 1821” (Mart 1821) adlı bir od ve Shakespea­re’in etkisini taşıyan iki tarihsel trajedi yazdı. Bu tarihsel trajedilerden Il conte di Carmagnola (1820; Carmagnola Kontu, 1946), 15. yüzyılda Milano ile Venedik kentleri arasındaki mücadeleyi anlatan ro­mantik bir yapıttı. 1822’de sahnelenen Adelchi ise, Charlemagne’ın Lombardiya Krallığı’nı devirerek İtalya’yı ele geçirişini konu alan manzum bir oyundu. Manzoni’ nin Napoleon’un 1821’deki ölümü üzerine yazdığı “Il cinque maggio” (1822; Beş Mayıs) adlı od, yapıtı Alımncaya çeviren Goethe’ye göre Napoleon’un anısına yazıl­mış en iyi şiirlerden biriydi.

Manzoni’nin başyapıtı sayılan Nişanlılar, 17. yüzyılın başlarında, Milano ayaklanma­sı, Otuz Yıl Savaşları ve veba salgını döneminde Lombardiya’daki bir köyde ge­çer. Roman, kötü kalpli derebeyinin karşı çıkması ve köy papazının korkaklığı yüzün­den bir türlü evlenemeyen iki aşığın öykü­südür. Sonunda aşıklar, cesur bir Katolik rahibin yardımıyla bir dizi engeli aşarak evlenirler. Manzoni’nin yaşamın kötülükle­rine karşı hoşgörülü yaklaşımı ve insanlığın ancak din yoluyla huzur ve esin bulabilece­ğine olan inancı, romana ahlaki bir boyut kazandırır. Öykünün mizah dolu anlatımı da, kitabın keyifle okunmasını sağlar. Ro­man kısa sürede Manzoni’ye hem İtalya’da, hem de yurtdışında büyük ün ve övgü sağlamıştır.

Sonraki yıllarda Manzoni, yalnızca dar bir seçkinler kesimine değil, geniş bir okur kitlesine seslenebilmek amacıyla Nişanlılar’ı Floransalı okurların günlük konuşma di­line olabildiğince yakın bir üslupla yeniden kaleme aldı. Yapıtın, modası geçmiş süslü üsluplardan arınmış, yalın ve berrak bir dille yazılmış son basımı (1840-42) Manzo­ni’nin amaçladığı gibi geniş bir okur kitlesi­ne ulaştı. Romanın düzyazı üslubu da sonraki pek çok İtalyan yazar tarafından örnek alındı.

Sağlığında saygın bir yer edinen Manzoni, 1860’ta senatör oldu.

 

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous Article

Manzara

Next Article

Giacomo Manzù

Related Posts