Ferdinand Marcos, kurduğu otoriter rejim, yolsuzluklar ve baskı uygulamaları nedeniyle büyük tepki çekmiş, 1966-86 arasında Filipinler devlet başkanı (d. 11 Eylül 1917, Sarrat, Filipinler -ö. 28 Eylül 1989, Honolulu, Hawaii).
Orta öğrenimini Manila’da tamamladı; 1930’ların sonlarında da kent yakınlarındaki Filipinler Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi gördü. Siyasetle uğraşan babasının bir rakibini öldürdüğü (1933) iddiasıyla hakkında açılan davadan Kasım 1939’da mahkum oldu. Ama kararın bozulması için Filipinler Yüksek Mahkemesi’ne başvurması sonucunda ertesi yıl aklandı. Manila’da avukatlık yapmaya başladı. II. Dünya Savaşı sırasında Filipinler ordusunda subaydı. Japonlara tutsak düştü, ama Bataan’dan orta Luzon’a kadar süren “ölüm yürüyüşü” sırasında sağ kalmayı, ardından da kaçmayı başardı. Sonradan Filipin direniş hareketinin önderlerinden biri olduğunu iddia ederek siyasal konumunu pekiştirmeye çalıştıysa da, resmi ABD arşivleri 1942-45 arasında Japonlara karşı yürütülen mücadelede hemen hiçbir rolünün bulunmadığını ortaya koymuştur.
Marcos, 1946-47 yıllarında, bağımsız Filipin Cumhuriyeti’nin ilk devlet başkanı olan Manuel Roxas’ın teknik danışmanlığını üstlendi. 1949-59 arasında Temsilciler Meclisi ve 1959-65 arasında Senato üyeliği, 1963-65 döneminde de Senato başkanlığı yaptı. 1965’te başkan adayı seçilmemesi üzerine Roxas’ın kurduğu Liberal Parti’den ayrılarak Milliyetçi Parti’ye geçti. Bu partinin adayı olarak devlet başkanı ve Liberal Parti adayı olan Diosdado Macapagal’a karşı pahalı ve sert bir kampanya yürüttü. Seçimleri kazanarak 30 Aralık 1965’te başkanlık görevini üstlendi. 1969’da yeniden seçilerek Filipinler’de bu görevi iki dönem üst üste sürdüren ilk başkan oldu. 1965-69 arasında tarım, sanayi ve eğitim alanlarında belli ölçüde gelişme sağladı. Ama zamanla güçlü öğrenci gösterileri ve kent gerillasının yükselen mücadelesiyle karşılaştı. 21 Eylül 1972’de “komünist ve yıkıcı güçler“i gerekçe göstererek sıkıyönetim ilan etti. Hızla hareket ederek muhalif politikacıları tutukladı ve orduyu rejimin bir baskı aracı haline getirdi.
1917’de toplanan Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Milli Şürası’nca Başkan seçilen siyaset adamı, yazar.
Marcos, sıkıyönetim döneminde habeas corpus güvencesini ortadan kaldırmak da içinde olmak üzere birçok olağanüstü yetkiyi elinde topladı. 1973’te ilan ettiği yeni anayasayla yetkilerini artırdı ve parlamenter bir sistem oluşturarak başbakanlığı da üstlendi. 17 Ocak 1981’de sıkıyönetimi kaldırdıysa da otoriter yönetimini sürdürdü. 16 Haziran 1981’de yapılan seçimlerde yalnızca görünüşte kalan bir muhalefete karşı seçimleri kazandı ve 30 Haziran’da altı yıllık bir dönem için yeniden devlet başkanı oldu. 1954’te evlendiği eski güzellik kraliçelerinden Imelda Romanuldez Marcos, 1972’de başlayan sıkıyönetim döneminde yönetimin güçlü kişilerinden biri durumuna geldi; Manila valiliği (1975-86) ile konut ve çevre bakanlığı (1979-86) görevlerini üstlendiği dönemde kamu yönetimindeki ve sanayi işletmelerindeki yüksek gelirli mevkilere akrabalarını getirmesi yüzünden yoğun biçimde eleştirildi.
1983’e gelindiğinde Marcos’un sağlığı bozulmaya başlamış, muhalefet hareketi de oldukça büyümüştü. Hem Marcos’a, hem de gittikçe güçlenen Yeni Halk Ordusu’na siyasal bir alternatif oluşturmak umuduyla 21 Ağustos 1983’te Manila’ya dönen Benigno Aquino, Jr. uçaktan inerken vurularak öldürüldü. Başkanlığı sürdürmek isteyen Marcos 1986’da seçimlerin yapılacağını ilan etti. Ama Aquino’nun dul karısı Corazon Aquino kısa sürede güçlendi ve muhalefetin başkan adayı oldu. Marcos 7 Şubat 1986’da yapılan seçimleri kazandığını ilan ettiyse de, seçimlere hile karıştırdığı ortadaydı. Bu arada Filipin ordusu Marcos yandaşlarıyla başkanlığın Aquino’nun yasal hakkı olduğunu savunanlar arasında bölündü. Artan gerginlik, ancak ABD’nin desteğini çekmesinden sonra Marcos’un 25 Şubat 1986’da ülkesinden ayrılarak Hawaii’ye gitmesi üzerine sona erdi.
Daha sonra elde edilen kanıtlar, Marcos ve ailesi ile yakın çevrelerinin iktidarları döneminde çeşitli yolsuzluklarla Filipinler ekonomisini milyarlarca dolarlık zarara soktuklarını ortaya koydu. Marcos ve karısı ABD mahkemelerince çeşitli yolsuzluklardan suçlu bulundular.
Marcos, 1989’da Hawaii’de sürgündeyken hayatını kaybetmişti. Eşi İmelda, Marcos’un mumyalattığı cesedini 1993’te Filipinler’e getirmiş ancak 2016 yılına kadar eski diktatörün Kahramanlar Mezarlığı’na gömülmesine izin verilmemişti.