Auguste ve Louis Lumière, Hem kamera, hem gösterici, hem de basım aygıtı olan sinematografiyi geliştiren sinemanın öncüsü Fransız mucit kardeşler. (sırasıyla, d. 19 Ekim 1862, Besançon – ö. 10 Nisan 1954, Lyon, Fransa / d. 5 Ekim 1864, Besançom – ö. 6 Haziran 1948, Bandol, Fransa).
Paris’te, La Sortie des ouvriers de l’usine Lumiere (1895; Lumiere Fabrikasından Çıkan işçiler) adlı filmleriyle halka açık ilk sinema gösterisini gerçekleştirmişlerdir.
Daha önce ressamlık yapmış bir fotoğrafçının oğlu olan iki kardeş, babalarının yerleştiği Lyon’da okurken bilim konusundaki yeteneklerini göstermişlerdi. Louis, film banyosu üzerine başarılı çalışmalar yaptı ve daha 18 yaşında babasının mali desteğiyle fotoğraf levhası üreten bir fabrika kurdu; çok geçmeden bu işte de başarıya ulaştı. 1894’te Lumiere Kardeşler’in yıllık fotoğraf levhası üretimi 15 milyon adedi bulmuştu. Aynı yıl babaları Antoine, Paris’te bir kinetoskop gösterisine çağrıldı. Lyon’a dönüşünde bu aygıt hakkında anlattıkları üzerine Louis ve Auguste, canlandırma ile yansıtmayı birleştirine konusunda çalışmaya başladılar. 1895’te Louis bunu başararak geliştirdiği aygıtın patentini aldı. Gerçi o sıralarda bu buluşlarından çok, renkli fotoğraf konusundaki çalışmalarına önem veriyorlardı, ama 28 Aralık 1895’te Paris’te, Capucines Bulvarı’ndaki Grand Cafe’de sinematografla yaptıkları gösteri büyük ilgi gördü. Bu, sinema tarihinin de başlangıcıydı.
Kontraslı mikrokobun mucidi
Lumiere’lerin geliştirdiği aygıt, saniyede 16 kare film çeken ve aynı hızla gösterebilen tek bir kameradan oluşuyordu. Kırktan fazlasını 1896’da çektikleri ilk filmleri, bir trenin istasyona girişi, bir iskambil oyunu, bir demircinin çalışması, bir bebeğin beslenmesi, askerlerin yürüyüşü ve kentin bir sokağında olup bitenler gibi, günlük yaşamdan alınmış görüntülerden oluşuyordu. İki kardeş sonraları kısa komedi filmleri yapmaya başladı. Fransız Fotoğraf Derneği’nin konferansını görüntüleyen ilk haber filmini ve Lyon itfaiyesi üzerine dört filmden oluşan ilk belgeselleri çektiler. 1896 başlarında hem filmlerini göstermek, hem de yeni filmler çekmek üzere dünyanın dört köşesine kameraman ve gösterimciler gönderdiler.