Zımmi

Zımmi; zimme, ehli zimmet, zımmiye olarak da bilinir. İslam hukukunun geçerli olduğu ülkelerin Hıristiyan ve Yahudi uyrukları. Can ve mal güvenlikleri İslam devletinin koruması altındadır. Zımmi sözcüğü İslam dışındaki kitaplı dinlere inananlar için kullanılmıştır. İslam hukukuna göre zımmiler devlete cizye ve haraç ödemekle yükümlüdür.

İslam hukukunda zimme, kendileriyle sözleşilmiş topluluklara (İslamın egemenliğini tanımaları koşuluyla) İslam devletinin göstereceği kabul ve sürekli korumadır. Zimme ve zimmi kavramları daha Hz. Muhammed döneminde yerleşmişti. Sonraki bütün Müslüman devletler ve uluslar da bu konudaki kurallara uymayı dinsel bir görev bildiler. Hz. Muhammed dönemindeki Medineli Yahudiler ilk zımmiler sayılır. Bu uygulama Hayber Yahudileri ve Necranlı Hıristiyanlarla yapılan koruma sözleşmeleriyle yaygınlaşmaya başladı. Zamanla zımmilere karşı daha hoşgörülü politikalar yerleşti; ekonomik ve ticari koşullar da bir Müslümanın bir zımmi ile ortaklık kurmasına izin verilmesine yol açtı. Öbür yandan, Hz. Muhammed’in koyduğu ilkelerin sonraki dönemlerde dinsel ve siyasal açılardan farklı biçimlerde yorumlanması, zımmiler için giyim kuşamdan toplumsal yaşama katılmaya kadar bazı kısıtlamalar getirdi.

Osmanlılarda kullanılan dirsek ucuyla orta parmak ucu arasındaki mesafeye denk düşen uzunluk ölçüsü birimi

 

Zımmi-Müslüman ilişkilerini düzenleyen fıkıh kurallarının başlıcaları şunlardır: Bir Müslüman erkek bir zımmiye ile evlenebilir, ama bir zımmi bir Müslüman kadınla evlenemez. Zımmi, Müslüman köle edinemez. Zımmi tüccar, başka ülkeye mal ihraç ederken bir Müslümana göre iki kat vergi (gümrük) öder. Bir Müslüman bir zımmiyi öldürürse ödemesi gereken diyet daha azdır. Zımmi, giyiminde ayırt edici zünnar (kıldan siyah kuşak) bağlamak zorundadır.

Bir zımminin bir Müslümanı din değiştirmeye zorlaması idamla cezalandırılan bir suçtu. Zımmilerin var olan tapınaklarını olduğu gibi korumalarına izin verilmekle birlikte, yenilerini yapmaları, öncekileri genişletmeleri yasaktı. Ancak çok özel koşullarda onarım izni verilirdi. Ama zımmi önderleri, yöneticilerden ödünler kopartarak her zaman yeni kiliseler, manastırlar, havralar yaptırmışlardır. Zımmilerin Müslümanlara emir vermemeleri gerekmekle birlikte kamu yönetimine katılmalarına olanak vardı. Yabancı dil bilmeleri, dış ilişkilerdeki tutumları, ticari etkinlikleri, öğrenim olanaklarıyla zımmiler arasından sivrilenler, bütün İslam ülkelerinde önemli kamu görevleri yüklenmişlerdir. Zımmiler, hiçbir İslam ülkesinde tek bir sınıf ya da topluluk oluşturmamışlar, geleneksel etnik bağlarını bir cemaat başkanının önderliği altında korumuşlardır.

Total
0
Shares
1 comment
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous Article

Zoyisit

Next Article

Zındık

Related Posts