Luka (Aziz), Yeni Ahit’te kendi adıyla anılan üçüncü İncil’in ve Resullerin işleri Kitabı’ nın yazarı. Luka’dan ilk kez Havari Aziz Paulus’uri mektuplarında “iş arkadaşı” ve “sevgili hekim Luka” biçiminde söz edilir (İS 1. yy; yortu günü 18 Ekim).
Bu sıfatlardan birincisi, Luka’nın, çoğu öğretmen ve vaiz olan gezgin Hıristiyan “hizmetliler”den biri olduğunu belirtmesi bakımından daha önemlidir. Luka’nın gerçekten üçüncü İncil’in ve Resullerin İşleri’ nin yazarı olduğu kabul edilirse yaşam öyküsü daha ayrıntılı biçimde çizilebilir. Luka kendini Hz. İsa’nın yaşamına ve uğraşlarına tanıklık edenlerin dışında tutar. Paulus’ un yolculuklarına katıldığı ise, Resullerin İşleri’nde “biz”le başlayan ifadelerin yer aldığı (örn. 2:9) bölümlerde birinci şahıs zamirinin kullanılmasından anlaşılır. Bu bölümlerde Luka’nın, Makedonya’daki Philippi’ye (bugün Filippoi) kadar uzanan (İS y. 51) ilk Yunanistan gezisinde Paulus’a eşlik ettiği belirtilir. Luka, Kudüs’e yaptığı son gezisinde (IS y. 58) ona eşlik etmek üzere gene Philippi’de Paulus’la buluşmuştur. Paulus’un Kudüs’te tutuklanmasından sonra ve Caesarea’da (bugün Horbat Kesari) uzun süre gözaltında tutulması sırasında Luka Filistin’de uzun süre kalarak koşulların elverdiği ölçüde Paulus,’la birlikte çalışmış ve İncil ile Resullerin işleri için malzeme toplamış olabilir. Ama iki yıl sonra tutuklu olarak Caesarea’dan Roma’ya giderken, ayrıca Paulus’un Timotheos’a II. Mektup’una (4:1) göre Roma’da öldürülmesi sırasında (IS y. 66) Paulus’un yanında bulunduğu kesindir.
Yeni Ahit’te Luka’nın yaşamına ilişkin başka doğrudan bilgi yoktur, ama bazı çıkarsamalar yapılabilir. Yazılarının üslubu ve sözcük dağarcığının genişliği, iyi eğitim gördüğünü göstermektedir. Luka ile arkadaşları arasında yapılan “sünnetlilik” ayrımı (Paulus’un Kolossaililere Mektup’u 4:11), çoğu araştırmacıyı Luka’nın Yahudi kökenli olmadığı sonucuna götürmüştür. Eğer böyleyse, Luka Yahudi olmadığı açıklıkla saptanabilen tek Yeni Ahit yazarıdır. Ama bu sonuç, “sünnetli” olanlar ile Yahudi kökenli Hıristiyanların özdeşleştirilmesi gibi oldukça kuşkulu bir kabule dayanmaktadır. Oysa bu terim, Yahudi gelenek ve ayinlerine çok sıkı bağlı olan belirli bir Hıristiyan topluluğunu da belirtiyor olabilir. Luka’nın Eski Ahit’i çok iyi bilmesi ve yazılarında yoğunlaştığı konular, Yunan yaşam tarzını benimsemiş ve ayin kurallarına pek uymayan Yahudi kökenli bir Hıristiyan olduğu görüşünü desteklemektedir.
2. yüzyılın ikinci yarısından kalma metinler Luka’yla ilgili başka bilgiler de içerir. Bunlardan, Aziz Irenaeus’un, İncil’e giriş olarak yazdığı ve Markionculara karşı görüşleri savunan Adversus haereses (Heretikliğe Karşı) ile Hıristiyanlarca kutsal sayılan kitapların dökümünü veren Muratori Kutsal Metinler Listesi, Luka’yı Üçüncü İncil’in ve Resullerin işleri Kitabı’nın yazarı olarak gösterir. Adversus haereses’te Luka’nın Suriye’deki Antiokheia (bugün Antakya) kentinden gelen bir hekim olduğu, Paulus’un öldürülmesine değin onun yanından ayrılmadığı, evli ya da çocuk sahibi olmadığı, 84 yaşında Boiotia’da öldüğü ve İncil’ini Akhaia çevresinde derlediği belirtilir. Luka’nın
Antiokheialı olduğu savını; kendi yazdıkları da bir ölçüde destekler. Resullerin İşleri Kitabı’nda Antiokheia büyük önem taşır.
Bazı araştırmacıların öne sürdüğü gibi, Luka’nın, Resullerin İşleri’nde (13:1) sözü edilen peygamber Lukios’la ve Paulus’un Romalılara Mektup’undaki (16:21) “iş arkadaşı” (ve akrabası) ile aynı kişi olduğu savı ise daha tartışmalıdır. Adversus haereses’in İncil’in Yunanistan’da yazıldığı ve Luka’nın orada öldüğü savı ise kesinlikten uzaktır, ama bir bütün olarak bakıldığında, Luka’nın yapıtlarını İskenderiye’de (ya da Roma’da) yazdığı ve Bitinya’da öldüğü yönünde sonradan ortaya çıkan savlardan daha olasıdır.
Luka İncili ile Resullerin İşleri’nin Yahudi Ayaklanması (İS 66-70) sırasında ya da hemen sonrasında yazıldığı sanılmakla birlikte daha geç bir tarihin ürünü de olabilirler. Bu iki kitap, Yeni Ahit’in dörtte birden çoğunu oluşturur. Bu yapıtlarıyla Luka yalnızca Hıristiyanlığın ilk tarihçisi değil, aynı zamanda olağandışı kavrayış sahibi bir ilahiyatçı olduğunu da gösterir. Bazı araştırmacılar, Luka incili ve Resullerin İşleri’yle benzerlikleri dolayısıyla Paulus’un Timotheos’a ve Titus’a mektupları ile İbranilere Mektup’unu da Luka’nın yazdığını ya da kopya ettiğini öne sürerler.
Buna karşılık başka araştırmacılar ise Luka’ya dayandırılan iki kitabın onun ürünü olup olmadığını sorgulatmaktadırlar. Bu araştırmacılara göre Luka incili ve Resullerin İşleri’ndeki ilahiyat vurguları ile Paulus’un yazılarından Kudüs Konsili’ni (Resullerin işleri 15) anlatışı, Paulus’un Galatyalılara Mektup’unda aynı konsili betimlemesinden farklıdır. Bu itirazlar, Luka’nın Paulus’un öğrencisi olduğu, dolayısıyla onun ilahiyaltını yansıtması gerektiği ve Resullerin İşleri’nde (15) sözü edilen toplantıyla Galatyalılara Mektup’taki toplantının özdeş olduğu varsayımlarına dayanır. Ama bu iki varsayım da büyük olasılıkla yanlıştır. Daha ciddi bir itiraz ise, Resullerin İşleri’nde çizilen Paulus portresi ile Paulus’un kendi mektuplarından edinilen izlenimin çok farklı oluşuyla ilgilidir.
Büyük olasılıkla, Luka incili ve Resullerin İşleri yazarın koruyucusu Theophilos’un (Luka 1 :3) kütüphanesine yerleştirildiğinde Luka’nın adıyla kaydedilmiştir. Bu sayede bir yüzyıl içinde, Paulus’un “iş arkadaşı” ve hekim Luka ile Yeni Ahit yazarı Luka’nın aynı kişi olduğu yönünde yaygın ve tartışılmayan bir inanış ortaya çıkmıştır. Bir bütün olarak belgelerin yazınsal ve tarihsel niteliğiyle tutarlı görünen bu inanışın doğruluğundan kuşkulanmak için de çok neden yoktur.