Luthercilik, Batı Hıristiyanlığının, Martin Luther‘in dinsel ilkelerini benimseyen kolu.
Katolik Kilisesi’nin yanı sıra Jean Calvin’i izleyen Reform kiliseleri ile Anglikan Kiliseler Topluluğu’nun ve Reform döneminde ortaya çıkmış öteki mezheplerin karşısında yer alır. Lutherci kiliseler çoğunlukla “Evanjelik” adını benimserler, ama bu ad çok başka anlamlarda da kullanılır. Luther, kişisel deneyimlerinin ve Kitabı Mukaddes araştırmalarının sonuçlarını 1517’de endüljansları konu alan Doksan Beş Tez’de ve ortaçağ sonlarında Katolik Kilisesi’ne egemen olan ilahiyat anlayışıyla ayin uygulamalarına karşı çıkan görüşlerinde dile getirdi. 1521 ‘de aforoz edilen Luther’in yandaşları, çoğunlukla küçültücü bir mezhepçilik çağrışımı uyandırdığı halde, bir ölçüde onun isteğine karşın “Luthercilik” adını benimsediler. Bu hareket Wittenberg Universitesi’nden Almanya’nın büyük bölümüne yayıldı, İskandinavya’ya ulaşarak orada resmi kilise konumunu kazandı.
Yeni Ahit’te kendi adıyla anılan üçüncü İncil’in ve Resullerin işleri Kitabı’ nın yazarı
Luther’in kuşağının ilahiyat sorunlarındaki titizliğinin yerini, 16. yüzyılın sonları ile 17. yüzyılda kuru bir gelenekçilik aldı. Bunun karşısında da doğru öğretinin yanı sıra canlı bir imanın da gerekli olduğunu vurgulayan Pietist bir tepki gelişti. Pietistler ibadet etkinlikleriyle birlikte misyonerliği ve hayır işlerini özendir.diler. 18. yüzyılda Luthercilik usçuluğun etkisi altına girdi. 19. yüzyılda ise özellikle Danimarkalı şair piskopos N.F.S. Grundtvig gibi din adamları gelenekçiliği yeniden canlandırdılar. Grundtvig’in çağdaşı ve yurttaşı S0ren Kierkegaard’ın gelenekçiliğe ve devlet kilisesine karşı çıkarak geliştirdiği, yoğun bir kişisellik taşıyan felsefi tutumu daha sonra vaToluşçuluğun temelini oluşturdu.
Amerika’da New Netherland ile Delaware Irmağı üzerindeki New Sweden’da ilk kolonileri kuranlar arasında Lutherciler de vardı. Onları izleyen Alman yerleşimciler de özellikle ABD’nin bugünkü Orta Atlantik eyaletleri ile Shenandoah Vadisi, Georgia ve Nova Scotia’da yerleştiler. Bir ölçüde coğrafi yalıtılmışlık, büyük ölçüde de dil farklılığı yüzünden ve önceleri ABD’de Protestanların çoğunluğunun Reform kiliselerinden gelmesi nedeniyle, Luthercilik bu ülkenin siyasal ve dinsel çehresinin oluşmasında başlangıçta etkili olamadı. Ama ülkenin batı sınırına yönelen iç göçler ile 19. yüzyıl boyunca ve 70. yüzyıl başlarında Almanya, Norveç, İsveç, Danimarka ve Finlandiya’dan gelen büyük göçmen akınları Lutherciliğin ABD’de coğrafi yaygınlığını artırdı. Avrupa’dan bir dil ve gelenek çeşitliliği getiren göçmenler zamanla ulusal kökenlerine göre cemaatler ve sinodlar biçiminde örgütlendiler. Ama dilsel ve etnik engellerin sürekliliği Lutherciler arasında birlik eğilimini 20. yüzyıla değin geciktirdi.
Lutherci öğretinin temel aldığı dokuz ayrı metin 1580’de Almanca, 1584’te de Latince yayımlanan Uyum Kitabı’nı oluşturur. Bu metinlerden ilk üçü Havariler Amentüsü, Batı kiliselerinin benimsediği biçimiyle Nikaia (İznik) Amentüsü ve Athanasios Amentüsü’dür. Ötekiler ise 16. yüzyılda Reform döneminde kaleme alınmış belgelerdir. Augsburg İtikatnamesi (1530) ile bu itikatnamenin Savunması (1531), Schmalkanden Maddeleri (153?-37), Luther’in iki kateşizmi ve Augsburg İtikatnamesi’nin gelenekçi bir yorumu olan Uyµm Formülü (1577). Philipp Melanchthon’un(*) papanın yetkisi ve üstünlüğü üzerine tezleri ile Kilise Babaları’nın yazılarından bazı alıntılar da Uyum Kitabı’nda yer alır. Bütün Luthercilerin anlaştığı metinler ilk üç amentü ile Augsburg İtikatnamesi’dir. Luther’in kateşizmleri de çok geniş bir çevrede benimsenmiştir. Buna karşılık Uyum Belgesi pek çok Lutherci tarafından yadsınır. Ayrıca 16. yüzyıldan sonra ortaya çıkmış birçok yeni sorun da Lutherciler arasında bir bölünme kaynağıdır.
Hıristiyanlığın Katolik ve Ortodoks kiliseleri dışındaki en eski ve en geniş kolu olan Luthercilik dünyanın pek çok bölgesine yayılmıştır. Ama özellikle Avrupa’nın kuzey ve batı kesimleri ile Alman ve İskandinav kökenli toplulukların yerleştiği alanlarda yoğunlaşır. Reform kiliselerinin ağırlıkta olduğu İsviçre, Benelüks ülkeleri ve İskoçya ile Anglikanlığın etkisindeki Britanya İmparatorluğu ve Uluslar Topluluğu topraklarında azınlıktadır. Avrupalı misyoner cemaatlerinin, daha sonra da ayrı Lutherci toplulukların ısrar çabaları sonucunda Luthercilik misyoner alanlarında ve genç kiliselerin oluşmasında önemli bir güç durumuna gelmiştir.
Lutherciler dünya ölçeğinde bir merkez tanımazlar. Ama büyük çoğunluğu, merkezi Cenevre”de bulunan Lutherci Dünya Federasyonu ile işbirliği içindedir.