Luviler, Anadolu’da yaşamış ve günümüzde var olmayan bir halk.
Hititlerle ilişki içindeki Luviler geç Hitit kültürüne damgalarını vurmuşlardır. Luvilerin dili konusunda bilinenler, Hititlerin başkenti Hattuşa’da (Boğazköy) bulunan çiviyazısı metinlerden kaynaklanır.
Hitit yasalarında (İÖ y. 1500) Luviya’dan yabancı bir ülke olarak söz edilir. Luviya’nın, kabaca Arzava (*) ve Kizzuvatna(*) ülkeleriyle örtüştüğü sanılmaktadır. Eski Hitit döneminde (İÖ 1650-1450) birer bağımsız krallık olan Arzava ile Kizzuvatna, daha sonra Hitit İmparatorluğu’nun vasallarına dönüştüler. Dilbilimsel kanıtlar, Luvilerin Hitit İmparatorluğu’nu dil bakımından etkilediğini göstermektedir.
Hitit İmparatorluğu’nun yıkılışından (İÖ y. 1200) sonra Güneydoğu Anadolu’da ve Suriye’nin kuzeyinde kurulan geç Hitit devletlerinde de Luvi dilindeki hiyeroglif yazısının kullanılması, Luvilerin bu yörede kültürel güçlerini sürdürdüklerini kanıtlar. Hititlerle Luvilerin dinsel inançları genelde benzerlik gösterir. Her iki dinde de en büyük tanrı, Luvi dilinde Tarhun (Tarhund) denen bir fırtına ve yağmur tanrısıdır. Ay tanrısının adı da her iki dilde Arma’dır. Hititlerin başkentinde Luvilerin geleneksel büyü törenlerinin uygulanması, Luvilerin büyücülük alanında ün yaptıklarını gösterir.
Luviler, genelde Hitit uygarlığını özümsemiş olduklarından, Luvi kültürünün özelliklerini belirlemek zorlaşmıştır. İÖ 1. binyıldaki küçük Luvi devletlerinin sanatında, Hitit sanatının örgeleriyle Ortadoğu kaynaklı örgeler bir arada bulunur. Luvi sanatı Aramilerden, daha sonra da Asurlardan etkilenmiştir. Luvilerin önemi, Hitit geleneğini, Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra yaklaşık 500 yıl korumuş olmalarından kaynaklanır.
Çosan Hanedanı olarak da bilinen, Kore’nin en son ve en uzun ömürlü kraliyet hanedanı