Mansur

Mansur, tam adı Ebu Cafer Abdullah El Mansur Bin Muhammed, Abbasilerin gerçek kuru­cusu kabul edilen, ikinci Abbasi halifesi (d. 709-714, Hu­meyme, Suriye – ö. 7 Ekim 775, Bi’r Meymun, Mekke yakınları).

Hicaz’dan göç ettikten sonra yerleştiği Humeyme’de doğdu. Babası Muhammed, Abbas’ın büyük erkek torunuydu, annesi ise Berberi bir köleydi. Emevilerin Hora­sanlı ayaklanmacılar tarafından devrilme­sinden kısa süre önce, son Emevi halifesi II.Mervan, Abbasi ailesinin reisi Mansur’un ağabeyi İbrahim’i tutuklattı. Mansur, aile­nin geri kalan üyeleriyle birlikte Irak’taki Kufe kentine sığındı.

Orada Horasanlı ayaklanmacıların önderlerinden bazısı Man­sur’un kardeşi Ebu’l-Abbas’a bağlılıklarını bildirdiler. İbrahim hapiste ölünce, Ebu’l· Abbas ilk Abbasi halifesi oldu. Ebu’l ­Abbas beş yıl halifelik yaptıktan sonra öldüğü için, Abbasi halifeliğinin kurulma­sında asıl sorumluluk Mansur’a düştü. Man­sur Emevilerin son direnişinin yok edilme­sinde önemli bir rol oynadı. Kardeşinin halifeliği sırasında bir orduyla Mezopotam­ya’ya gitti; son Emevi halifesinin öldüğünü bildirip valilerden birini kendine bağladı. Irak’taki son Emevi valisi de askerleriyle birlikte bir garnizona sığındı. Mansur’ dan ve halifeden güvenliğinin sağlanacağı sözü aldıktan sonra kenti teslim ettiyse de, izleyicilerinin bir bölümüyle birlikte idam edildi.

Ordudaki bazı komutanlar Mansur’un hali­feliğine başkaldırdılar. Bu ayaklanmaların en önemlisini, 754’te Mansur’un amcası Abdullah başlattı. Tehlike ancak, Emevile­re karşı yürütülmüş olan mücadelenin ör­gütleyicilerinden Ebu Müslim’in yardımıyla atlatıldı.

Osmanlı Devleti’n­de bir görevin fiili hizmet (kadrolu) olarak verilmesine verilen isim

 

Abbasilerin, kendilerini iktidara getiren hareketle bağlarını koparmasından büyük ölçüde Mansur sorumluydu. Daha kardeşi halifeyken, hareketin önde gelenlerinden bazısının öldürülmesine karışmıştı. Halife olur olmaz yaptığı ilk işlerden biri, halifeli­ğe yükselmesinde kendine yardım eden Ebu Müslim’i öldürtmek oldu. Bu eylemler hem olası rakiplerinin ortadan kalkmasına, hem de Abbasilerin, “aşırı” eğilimli destekleyici­lerinden ayrılmasına yaradı.

Belki de, bu siyasete bir tepki olarak, Iran’daki İslam öncesi dinleri kabul etmiş olanların da karıştığı ayaklanmalar çıktı. 755’te Horasan’da bir müneccim olduğu söylenen Sunbaz, öldürülen Ebu Müslim’in intikamının alınması isteğiyle başkaldırdı. Ebu Müslim’le ilişkili Ravendiye mezhebin­dekiler ise ruhların bedenden bedene geç­mesine (tenasüh) ve Mansur’un tanrı oldu­ğuna inanmakla  suçlandı. 757/758’de Man­sur bu ayaklanmaları bastırdı.

Emevilere karşı mücadele edenler arasın­da en çok düş kırıklığına uğrayanlar, Hz. Muhammed’in en yakın erkek akrabası Hz. Ali’nin soyundan gelen bir önder için savaş­tıklarına inananlardı. Abbasilerin iktidarı Ali’nin soyundan gelen birine bırakmaya niyetli olmadığı anlaşılınca, bu gruplar yeni­den muhalif oldular. Mansur bunlara karşı sert davrandı ve 762/763’te çıkan bir ayaklanmayı hızla bastırdı.

Ama Mansur’un başarısı yalnızca askeri güce dayanmıyordu. En kalıcı yapıtı, 762’de yapımını başlattığı Bağdat kentiydi. Böyle yeni bir kent oluşturulması kararı bir ölçüde Irak’ın büyük kentlerinde, Basra’da, özel­likle de Küfe’de güvenliğin kalmamış olma­sından, ama bir ölçüde de, Mansur’un belirttiği gibi, bölgeye yerleşmek üzere gelen Abbasilere yer sağlamak endişesinden kaynaklanıyordu. Bağdat yapılırken kulla­nılan bazı malzemeleri son yerli İran hane­danının yönetim merkezi olan Ktesiphon’ dan (Medain) getirtmesi anlamlıdır.

Yeni bir başkent oluşturulmasının bir baş­ka nedeni de, Abbasi yönetimine daha düzenli bir temel kazandırmak üzere Man­sur’un İran’dan etkilenerek oluşturduğu hızla büyüyen bürokrasiye yer sağlamaktı.

Bu siyasal ve askeri önlemlerle Mansur, Abbasi halifeliğini sağlam temeller üstüne yerleştirdi. Ayrıca kendinden sonra oğlu Mehdi’nin başa geçmesini ve gelecekteki her Abbasi halifesinin kendi soyundan ol­masını da sağladı.

Uzun boylu, zayıf, esmer tenli ve seyrek sakallı biri olduğu anlatılan Mansur’un sade yaşamı, eli sıkılığı, şiir sevgisi ve müziğe karşı oluşu konusunda birçok anekdot var­dır. 775’te hacca giderken Mekke yolunda öldü, kentin yakınlarında gömüldü.

 

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous Article

Patrick Manson

Next Article

Mansur

Related Posts