Mantar zehirlenmesi, zehirli mantarların yenmesinden ileri gelen ve kimi zaman ölümle sonuçlanan zehirlenme olayı. Mantarlar özellikle içerdikleri çok zehirli alkaloitlerden (muskarin, agarisin, failin) ötürü bu olaya yol açarlar.
En zehirleyici mantarların başında sinek mantarı (Amanita muscaria) ve A. phalloides gelir. Muskarin gibi çeşitli alkaloitler içeren sinek mantarlarının yenmesinden kısa süre sonra bulantı, kusma, ishal, tükürük salgısında artma, terleme, gözlerde sulanma, solunum güçlüğü ve yavaşlaması, göz bebeklerinde genişleme, zihin bulanıklığı ve dış uyanlara aşırı tepki gibi belirtiler görülür. Genellikle mantarın yenmesinden altı saat sonra ortaya çıkan rahatsızlık 24 saat içinde düzelmeye başlar.
A. phalloides sinekmantarından çok daha öldürücü bir etkiye sahiptir; falloidin ve amanitin gibi peptit yapısında, ısıya dayanıklı zehirli maddeleri içerir. Vücuttaki bütün hücre tiplerini örseleyebilen bu maddeler mantarın yenmesinden 6-12 saat sonra şiddetli karın ağrısı, kusma ve kanlı ishale yol açarak dokularda hızla sıvı kaybına ve güçlü susama duyumuna neden olur. Ayrıca karaciğer, böbrekler ve merkez sinir sistemini ağır biçimde etkilemesinden ötürü idrar miktarında ve kandaki şeker düzeyinde azalma görülür. Hasta sıklıkla komaya girer. Zehirlenme olaylarının yüzde 50’si ölümle sonuçlanır.
Gyromitra (Helvella) esculenta ise normal olarak pişme sırasında yok edilebilen, ancak bazı bireylerin aşırı derecede duyarlı olduğu bir zehir içerir. Kimyasal yapısı bilinmeyen bu zehirli bileşiğin merkez sinir sistemini etkileyen ve alyuvarların yıkımına bağlı hemolitik sarılığa neden olan monometilhidrazine dönüştüğü saptanmıştır.
Ağır Amanita zehirlenmeleri, tiyoktik asit, glikoz ve penisilinden oluşan bir karışımla tedavi edilebilir; kimi zaman zehirlenen bireyin kanı kömür filtresinden geçirilerek temizlenir.
mikoz olarak da bilinen hastalık