Manu, Hint mitolojisinde ilk insan ve Sanskrit yasa derlemesi Manu-smrti’nin (Manu Geleneği) efsanevi yazarı.
Bu ad, Hint-Avrupa dillerinde rastlanan man (“adam”, “insan”) sözcüğüyle aynı soydandır; Sanskrit dilinde “düşünmek” anlamına gelen man- eylemiyle de etimolojik bağı vardır. Vedalarda Manu’ dan ilk kurbanı gerçekleştiren kişi olarak söz edilir. Ayrıca tarihteki ilk kral olarak da anılır. Ortaçağda Hindistan hükümdarlarının çoğu, oğulları (güneş çizgisi) ya da kızları (ay çizgisi) yoluyla soyağaçlarını Manu’ya uzatırlardı.
Büyük tufan öyküsünde Manu, Nuh’un ve Adem’in özelliklerini birleştirir. Şatapatha Brahmana (100 “yol”), iyilik yaptığı bir balığın, tüm insanlığı yok edecek bir tufan konusunda Manu’yu nasıl uyardığını anlatır. Manu balığın öğüdüne uyarak bir gemi yapar. Tufan başlayınca gemiyi balığın boynuzuna bağlar; balık gemiyi bir dağ tepesindeki güvenli ve sakin bir yere götürür. Tufan sona erdiğinde sağ kalan tek insan olan Manu, şükran adağı olarak sulara tereyağı ve ekşi süt döker. Bir yıl sonra sulardan, “Manu’nun kızı” olduğunu söyleyen bir kadın doğar. Manu ve kızı, yeniden yeryüzünü dolduran yeni insan soyunun ataları olurlar. Mahabharata’da (Bharata Hanedanının Büyük Destanı) bu balık Tanrı Brahma ile özdeşleştirilir; Purana’larda (Eski Öyküler) ise, Tanrı Vişnu’nun balık biçiminde yeniden dünyaya gelişi olan Matsya’dır.
Daha sonraki dönemlerde Hinduizmin kozmoloji kuramlarında Brahma’nın yaşamındaki bir gün manvantara adı verilen ve her biri 306.720.000 yıl süren 14 bölüme ayrılır. Her ikincil çevrimde dünya yeniden yaratılır ve bir sonraki insan soyunun babası olmak üzere yeni bir Manu ortaya çıkar. İçinde bulunduğumuz çağ yedinci Manu çevrimi olarak kabul edilir.
Çin mitolojisinde Leylek Tepesi’ndeki sığınağında erdemin üç türü ve cinlerin (ruhların) beş mertebesi üzerine yaptığı konuşmayla tanınan Taocu Sekiz Ölümsüz’den (Ba Xian) biri