Marangozluk, belli bir amaçla ahşabı kesme, işleme ve yeni bir strüktür oluşturmak için birleştirme sanatı ve uğraşı. Terim ahşabın kiriş, dikme, çatı makası gibi bir yapının taşıyıcı öğelerinde kullanılmak amacıyla işlenmesini anlattığı gibi, kapı, pencere, merdiven gibi taşıyıcı olmayan öğelerini oluşturmak için işlenişini de kapsar.
Yapıların bütünüyle ahşaptan yapıldığı çağlarda marangozluk önemli yapı sanatlarından biriydi. Bir yapının oluşmasında duvarcı ustasının yanı sıra marangozun da önemli bir rolü vardı. Zamanla marangozun çalışma biçimi değişti. Taşıyıcı olarak çelik ve betonun kullanılmaya başlamasıyla marangoz yapıya önemli katkıda bulunan biri olmaktan çıktı. Buna karşılık özellikle betonarme için kalıp yapılması ya da pencere kanadı, pancur gibi öğelerin üretilmesi gibi konularda önemi arttı.
Ahşap, yeryüzünün her yerinde kolayca bulunduğundan, en eski çağlardan beri yapı malzemesi olarak kullanılagelmiştir. Ortaçağa değin sürekli olarak geliştirilmiş marangozluk araçları ve ahşap işleme yöntemleri, o zamandan bu yana çok az değişmiştir. Buna karşılık ahşabın azalması, bulunmasının, işlenmesinin ve dağıtılmasının gittikçe pahalılaşması, geleneksel yöntemlerin sürekli gözden geçirilmesine neden olmaktadır. Bu yöntemlerle ahşabın işlenmesi malzeme kaybına yol açmaktadır. Ahşap türlerinin taşıyabilecekleri yüklere göre sınıflandırılması, mekanik bağlayıcıların uygulanması, kontrplak, sunta gibi tutkallı ahşap ürünlerinin kullanılması ve prefabrikasyon uygulamaları, marangozluk işlemlerini hem yalınlaştırmış, hem de ucuzlatmıştır.
Marangozların duvar, döşeme, tavan, çatı gibi taşıyıcı öğeleri yapanlarına dülger denir. Kapı ve pencere kasalarıyla kanatlan, dolaplar gibi daha ince yapı öğelerini de doğramacılar yapar.
Marangozların kullandığı araçlar arasında çekiçler, kerpetenler, tornavidalar, kılavuz delikleri açmak için bizler, eğe ve törpüler, burgular, matkaplar vardır. Ahşap yüzeylerin düzeltilmesi için rende, planya gibi araçlar kullanılır. Iskarpelalar saplarının arkasından çekiç ya da tokmakla vurularak ahşabın oyulduğu ya da parça koparıldığı keskilerdir. Ahşabı kesmek için çeşitli dış kalınlıkları olan testereler kullanılır. Suterazisi bir yüzeyin tanı yatay ya da tam düşey durumda olup olmadığını gösterir. Gönyeler ise iki yüzey arasındaki açının belirlenmesinde, dik açıların tam olup olmadığının denetlenmesinde kullanılır. Bu araçların’ bazısı el makineleri, hatta daha büyük tezgahlar biçiminde de olur. Türk marangozları bunların dışında çok amaçlı bir araç olan keseri de kullanırlar. Keserin 30-35 cm uzunluğunda bir sapa takılı, sapla sivri açı yapan metal bir kanadı vardır. Kanadın alt kenarı keskin bir ağız biçimindedir. Bu ağız ahşabı yontarak biçimlendirmeye yarar. Kanadın sapa takılı olduğu için küt olan ucu ise çekiç gibi çivi çakmakta kullanılır. Kanadın ortasındaki damla biçimindeki deliğe bir çivinin başı takılıp keserin sapı kaldıraç gibi itilir ya da çekilirse, çivi saplı olduğu yerden kolayca çıkarılabilir.
Batı Anadolu’nun dağlık bölgelerinde, bir efenin emrindeki yiğitlere verilen ad