Mayın, askeri uygulamalarda personel, araç, tank ya da gemi tahrip etmek amacıyla kullanılan patlayıcı aygıt.
Mayın
Sualtı mayınları 19. yüzyılın ortalarından bu yana kullanılmaktadır; kara mayınları ise bu tarihten yüzyıl sonra kara savaşlarında önem kazanmaya başlamıştır.
Sualtı mayını
Genellikle özel mayın dökme gemilerinden ya da bazı özel donanımlara sahip uçaklardan atılarak döşenen sualtı mayınları, çelik küre ya da yumurta biçimindedir ve şiddetli patlayıcı maddeler, ateşleme düzeneği ve şamandıra gibi suyun yüzeyinde durmasını sağlayacak kadar hava içerir. Sualtı mayınları dibe demirlenir; mayının su düzeyinin ne kadar altında kalacağı, mayın ile demir arasındaki kablonun uzunluğuna bağlıdır. Herhangi bir gemi mayına yaklaştığında ya da çarptığında mayın patlar ve çevreye, bu arada gemiye çok şiddetli şok dalgaları gönderir.
Tahrip gücü yüksek ve maliyeti görece ucuz olan sualtı mayınları etkili bir deniz silahıdır. Saldırıya yönelik olarak döşenen sualtı mayınları, düşman gemilerinin geçebileceği yerlere, özellikle düşman limanlarının içine ya da hemen dışına yerleştirilir. Savunmada ise mayınlar dikkatle ve gizlice, savunulan limanlar ile ve askeri üslerin yakınlarına dökülür ve düşman gemi ve denizaltılarınca fark edilmemesi için değişik derinliklerde karışık biçimde yerleştirilir. Kimi zaman da sabotajcılar ya da komandolar aracılığıyla gemilerin gövdesine daha sonra uzaktan kumandayla ya da saat aracılığıyla patlatılan mayınlar tutturulur.
İlk geliştirildiklerinde mayınlara torpil deniyordu. İlk kumandalı mayın 1843’te ateşlı silahlar mucidi Samuel Colt tarafından yapıldı. Colt bir denemede, 8 km kadar açıktaki bir gemiyi, kıyıdan uzatılan bir sualtı elektrik kablosunun yardımıyla ateşlenen bir mayınla havaya uçurdu. 1848’de benzer bir aygıt Prusyalılar tarafından Danimarka filosuna karşı kullanıldı. I. Dünya Savaşı’na değin deniz mayınlarında en önemli gelişme Herz boynuzuydu. Bu mayında çarpma sırasında küçük bir şişe kırılıyor, içindeki asit boşalarak bir birincil pilin elektroliti durumuna geliyor ve pil mayının ateşlenmesini sağlayan kapsüle (fünye ya da detonatör) elektrik sağlıyordu. Herz boynuzu, şişesi kırılmadığı sürece çok uzun süre bozulmadan kalabiliyordu.
Sualtı mayınlarında genel olarak üç tür fünye kullanılır; bunlar basınçlı, magnetik ve akustik fünyelerdir. Magnetik mayın, yaklaşan geminin magnetik alanının etkisiyle harekete geçer. Bu mayınlara karşı korunma, geminin magnetik alanının elektronik olarak yok edilmesiyle sağlanır. Basınçlı mayınlarda, sığ sularda hareket halindeki her geminin altında görece düşük basınçlı bir bölgenin bulunması olgusundan yararlanılır. Bu mayınlarda, diyaframla ikiye ayrılmış bir bölme vardır; bölmenin bir tarafı suya açıktır. Suyun basıncında ortaya çıkan ani düşme sonucunda diyafram yerinden oynar ve bölmenin öteki tarafındaki ateşleme devresini kapatarak mayının patlamasını sağlar.
Basınçlı mayınlar yalnızca mayın tarama gemisinden daha büyük gemilerin oluşturduğu basınç farklılıklarına duyarlıdır; bu yüzden toplanarak etkisiz hale getirilmeleri oldukça zordur. Akustik yani ses etkili mayınlar ise, erimleri içindeki bir gemiden yayılan ses dalgalarını toplayan hidrofonlara dayalı olarak çalışır. Bu tür mayınlar fünyeleri çabuk bozulduğundan kısa ömürlüdür ama sonar ve mikroelektronikle ilişkili yöntemler sayesinde daha etkili ve daha ‘uzun ömürlü akustik mayınlar da yapılmıştır.
I. Dünya Savaşı sırasınga mayın en etkili denizaltı savar silahıydı. Önceleri mayın sadece çarpma anında patlıyordu. Daha sonralan İngilizler deniz yatağına döşenen magnetik mayınlar ve yüzen demirli mayınlar için akustik donanım kullanmaya başladılar. II. Dünya Savaşı’nda mayınlar Mihver Devletleri’nin 1.316 gemisini batırdı ve 540 gemide de hasara yol açtı. İngiltere ile ABD ve Müttefikler, mayınlar yüzünden 1.118 gemi kaybetti.
Kara mayını
I. Dünya Savaşı’nda, gömülü top mermileri ilk kara mayını türüydü. Bu yöntem özellikle Almanlar tarafından Fransız ve İngiliz tanklarına karşı kullanılmıştı, ama kara mayını asıl önemını II. Dünya Savaşı sırasında kazandı. Kolaylıkla üretilebilen ve taşınabilen bu silahın çeşitli türleri, SSCB, Kuzey Afrika ve Batı Cephesi’nde püyük mayın tarlaları biçiminde kullanıldı. İlk kara mayınlarının birçoğunda dairesel ya da köşegen metal kovanlar vardı, ama daha sonra mayınların magnetik detektörlerle bulunmasını önlemek için tahta, karton, cam ya da plastik muhafazalar geliştirildi.
Kara mayınlarının iki temel türü vardır: Özellikle tank gibi ağır araçları tahrip etmek için tasarlanmış ağır mayınlar ve insanlara karşı kullanılan (antipersonel) hafif mayınlar. Mayınlar 20. yüzyılın ortalarında ve sonlarında Kore Savaşı’nda (1950- 53), Vietnam’da ve öteki çarpışma alanlarında yaygın biçimde kullanıldı.
Büyük toprak sahiplerinin toprağını belli bir pay karşılığında işleyen ortakçı