Ömer Lütfi Fikri, hukukçu ve siyaset adamı (d. 1872, Gümüşhane – ö. 1934, Paris, Fransa).
Kosova valisi Hüseyin Fikri Paşa’nın oğluydu. Mülkiye Mektebi’ni (1890), Paris’te Hukuk Fakültesi’ni (1893) ve Siyasal Bilgiler Yüksekokulu’nu bitirdi. 1894’te İstanbul’a dönerek avukatlığa başladı. İttihat ve Terakki Cemiyeti saflarında siyasal mücadeleye girdi. 1895’te tutuklandı, yargılanarak 14 ay hapis cezasına mahkum oldu. Cezasını çektikten sonra memur olarak gönderildiği Niğde’den Paris’e kaçtı (1901). Daha sonra Mısır’da avukatlık ve yazarlık mesleğini sürdürdü.
Meşrutiyet’in ilanından (1908) sonra Türkiye’ye döndü ve Dersim (Tunceli) mebusu seçilerek Meclis-i Mebusan’a girdi. 1908-10 arasında Mülkiye Mektebi’nde hukuka giriş ve ceza hukuku dersleri verdi. Bir süre sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin muhalifleri arasında yer aldı. Baskı politikalarına ve cemiyetin partileşmesine karşı şiddetli bir muhalefet kampanyası yürüttü. Mutedil Hürriyetperverari Fırkası’nın kurucu ve yöneticileri arasında yer aldı. 1911’de çıkan Tanzimat adlı gazetenin başyazarlığını yaptı ve iktidarı şiddetle eleştiren yazılar yazdı. Mayıs 1912’ye değin çıkardığı gazete kapatılınca bir yenisini yayımladı.
1920-25 arasında İstanbul Barosu başkanlığı yapan Lutfi Fikri, yeni dönemde de muhalif bir tutum takındı, meşrutiyeti ve kuvvetler ayrılığı ilkesini savundu. Hükümdarlık Karşısında Milliyet ve Mesuliyet ve Tefrik-i Kuva Mesaili (1922) adlı kitabı bu yöndeki tezlerini içerir. Tanin gazetesinde çıkan bir yazısından dolayı saltanatı savunmakla suçlanarak İstanbul İstiklal Mahkemesi tarafından 5 yıl kürek cezasına çarptırıldıysa da (1923) özel bir af yasasıyla bağışlandı. 1934’te, tedavi için gittiği Paris’ te öldü.
Pakistan’da ülkeyi darbe ile 1978/1988 yılına kadar dikta rejimiyle yöneten asker ve devlet adamı