Zümrüt

Zümrüt, berilin açık yeşil renkli türü olan değerli taş.

İlk zümrütlerin İÖ. 1650’lerde Yukarı Mısır’da elde edildiği ve işlendiği sanılmaktadır. Yunanlı madencilerin de Büyük İskender zamanında bu madenleri işlettikleri bilinmektedir. Kleopatra da ünlü zümrütlerini bu madenden elde etmiştir. 1817’de bu madenlerde çalışıldığına ilişkin sağlam kanıtlar bulunmuştur; “Kleopatra’nın Madenleri” adı verilen bu yataklar, Assuan’ın doğusunda, Kızıldeniz kıyısı yakınlarındaki Cebel Sukeyt ve Cebel Zebare’de yer almaktadır.

İspanyollar Güney Amerika’yı fetihleri sırasında Peru’dan çok miktarda zümrüt yağmalamışlardır, ama bu taşların nereden çıkarılmış olduğu hiçbir zaman anlaşılamamıştır. Güney Amerika’daki bilinen tek zümrüt yatağı Bogotâ yakınlarındadır. En ünlü maden Muzo’dakidir, ama Coscuez ve “Somondoco’da da kazılar yapılmaktadır.

Buradaki zümrütler, Kretase (Tebeşir) Döneminden (y. 136 -65 milyon yıl önce) kalma ammonitler içeren siyah bitümlü kireçtaşı içindeki kalsit damarlarında yer almaktadır.

1830’da Urallar’da da zümrüt bulunmuştur. Sverdlovsk’un kuzeydoğusunda Tako vaya Irmağı üzerinde kazılan bu yataklarda ki zümrüt, mika şistleri içinde bulunmaktadır. Avusturya’daki Habachthal’da gene mikaşistleri içinde, Norveç’teki Eidsvold’ da granit içinde ve Yeni Güney Galler’deki Emmaville’de bir pegmatit içinde de zümrüte rastlanmıştır. ABD’de Kuzey Carolinadaki Stonypoint’te ise ince zümrüt kristalleri bulunmuştur.

Halk deyişlerinden, argodan ve değişik biçimlerden yararlanarak kendine özgü bir üslup ve şiir dili geliştirmiş şair

 

Zümrüte pek çok özellik atfedilmiştir. Takıldığında bu taşın insanları saraya karşı koruduğuna ve dizanteriyi iyileştirdiğine, kadınlara doğum sırasında yardımcı olduğuna, kötü ruhları kovduğuna ve takanın iffetini korumasına yardımcı olduğuna inanılmıştır. Yutulduğunda taşın pek çok hastalığı iyileştirdiği, hoş yeşil renginin ise gözlere iyi geldiği de kabul edilmiştir.

Zümrütün fiziksel özellikleri temel olarak berilinkinin aynısıdır. Işığı kırma ve saçılıma uğratma gücü çok yüksek değildir, bu nedenle de taş fazlaca parıldamaz. Taşa asıl değerini kazandıran olağanüstü renginin, içerdiği az miktardaki kromdan kaynaklandığı sanılmaktadır. İyice ısıtıldığında taş bu rengini kaybeder.

Zümrüt çok değerli olduğundan, eski çağlardan başlayarak yapay zümrüt üretilmeye çalışılmıştır. Bu çabalar ancak II. Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde başarıya ulaşmış ve Almanya’da zümrüt sentezine ilişkin bir patent alınmıştır. 1946’da ABD’de, sulu çözeltiden yüksek basınç ve sıcaklık koşullarında oldukça nitelikli zümrütler üretilmeye başlamıştır. Bu koşullarda gelişen kristaller, doğal örneklerine çok benzemekte, onların rengine ve görünümüne çok yaklaşmaktadır. Yapay zümrüt morötesi ışık altında koyu kırmızı renkli flüorışıma özelliği gösterir, doğal zümrütün bu özelliği yoktur.

Ural zümrütü olarak bilinen taş gerçekte grena, Brezilya zümrüdü gerçekte yeşil turmalin, Cape zümrüdü gerçekte prehnit ve akşam zümrüdü gerçekte peridottur.

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous Article

Zülkifl

Next Article

Zürafa

Related Posts