Marbury-Madison Davası, ABD Yüksek Mahkemesi’nin ilk kez Kongre’nin çıkardığı bir yasayı anayasaya aykırı ilan ederek (24 Şubat 1803) yargı denetimi öğretisinin temellerini attığı dava.
Dava öncesinde Yüksek Mahkeme ile Başkan Jefferson ve Cumhuriyetçi Kongre arasında bir anlaşmazlık ortaya çıkmıştı. Bu çatışma, Dışişleri Bakanı Madison’ın Jefferson’dan aldığı talimatla eski başkan John Adams’ın District of Columbia (D. C.) sulh yargıçlığına atadığı William Marbury’yi göreve başlatmamasıyla (2 Mart 1801) yeni bir evreye girdi. Yüksek Mahkeme’ye başvuran Marbury, Madison’ı atama kararını yerine getirmeye zorlayıcı bir emir çıkarılmasını istedi. Kongre’nin 1789’da çıkardığı Adliye Yönetim Yasası’nın 13. maddesiyle böyle bir emir çıkarma yetkisi tanınmış olan Yüksek Mahkeme, bu düzenlemenin anayasaya aykırı ve dolayısıyla geçersiz olduğunu öne sürerek istemi reddetti. Başyargıç Marshall anayasa ile bir yasa arasında aykırılık çıktığında anayasanın üstün sayılacağı ilkesini ortaya koydu.
ABD İç Savaşı sırasında, köleleri özgürleştirmek amacıyla çıkarılan yasalar